DSM-5’te 10 farklı kişilik bozukluğu üç küme şeklinde sınıflandırılmış olup, bu bozuklukların tuhaf veya eksantrik (sıra dışı) davranışlar (A kümesi); dramatik, duygusal veya değişken davranışlar (B Kümesi) ya da kaygılı ve korkulu davranışlar (C Kümesi) ile ayırt edilmiştir. Sınır Kişilik Bozukluğu yani Borderline, B Kümesi (Dramatik)’nde yer alır.
Sınır Kişilik Bozukluğu (SKB), klinik ortamlarda çok rastlanır olması, tedavisinin çok zor olması ve intihar eğilimiyle ilişkili olması gibi nedenlerle başlı başına bir ilgi odağı olmuştur. Borderline Kişilik Bozukluğu (BKB), genellikle genç erişkinlik döneminde başlar. BKB'nin temel özellikleri aşırı dürtüsellik, duygulanımda ve kişiler arası ilişkilerde dengesizlik, benlik algısında yetersizlik ve terkedilmeye karşı aşırı hassasiyettir (APA, 2013; Sargın ve Sargın, 2015).
APA’nın DSM-5 sınıflandırmasına göre Sınırda kişilik bozukluğu tanısı koyabilmek için erken ergenliğin başından itibaren birçok bağlamda kendini gösteren aşağıdaki 9 kriterden 5’inin ya da daha fazlasının varlığı gereklidir (APA, 2013):
- Terk edilmekten kaçınmak için çılgınca çaba gösterme,
- Gözünde aşırı büyütme ve yerin dibine sokma uçları arasında giden, tutarsız ve gergin kişiler arası ilişkiler,
- Kimlik karmaşası,
- Kendine kötülüğü dokunacak en az iki dürtüsellik (para harcama, cinsellik, madde kötüye kullanımı, güvensiz araç kullanma vb.),
- Yineleyici intihar davranışları, girişimleri ya da göz korkutmalar,
- Duygulanımda tutarsızlık,
- Süregen bir boşluk duygusu,
- Uygunsuz yoğun öfke, öfke denetiminde güçlük,
- Zorlanmayla ilişkili gelip geçici kuşkucu düşünceler ya da ağır çözülme belirtileri.
Sınırda Kişilik Bozukluğu olan kişilerin öngörülemeyen, aşırı dürtüsel ve potansiyel olarak kendilerine zarar verdikleri davranışlar arasında sıklıkla kumar oynamanın, para harcamanın, tehlikeli cinsel birliktelikler yaşamanın, aşırı yemenin, madde kullanımının yer aldığını söyleyebiliriz. Güçlü bir terk edilme korkusu sebebiyle yalnız kalmaktan kaçınırlar. Eğer terk edilirlerse öfke nöbetleri geçirebilir, kendilerine veya başkalarına zarar verebilir veya depresyona girebilirler (APA, 2013).
Borderline Kişilik Bozukluğu özelliklerinde önemli bir yere sahip olan dürtüsellik, beraberinde riskli, plansız, aniden gelişen ve istenmeyen sonuçlara yol açabilecek davranışları getirir (Yazıcı & Yazıcı, 2010). Dürtüsellik hızla duygusal değişkenliğe yol açarak şiddet davranışı için zemin oluşturur (Edwards, Scott, Yarvis, Paizis ve Panizzon, 2003). Sansone ve arkadaşlarının mahkumlarla yaptığı çalışmalarda, bu kişilerin %25-%50'sinin Borderline Kişilik Bozukluğuna sahip olduğu bulunmuştur. Suçlar arasında ahlak dışı uygunsuz davranışlar, basit veya nitelikli saldırı, madde kullanımına bağlı ihlaller ve halka açık yerde sarhoşluk bulunmaktadır (Sansone, Lam ve Wiederman, 2012).
Bir başka çalışmada ise Borderline Kişilik Bozukluğu olanların %58’inin ‘bazen’ ya da ‘sık sık’ fiziksel kavgalara karıştığı, %25’inin başkalarına karşı silah kullandığı gösterilmiştir (Soloff, Meltzer ve Becker, 2003). Sınırda Kişilik Bozukluğu olan hastalarda intihar niyeti olmayan kendine zarar verme davranışları gözlemlenebilir. Jiletle kollarını, bacaklarını kesebilirler ya da sigarayla vücutlarını yakabilirler. Bu davranışlar tehlikeli ve zararlı ancak ölüme yol açmayacak kendini cezalandırma davranışları olarak değerlendirilebilir. Sınırda Kişilik Bozukluğu olan hastaların en az üçte ikisinin, hayatlarının bir döneminde bilerek kendilerine zarar verdikleri bilinmektedir (Stone, 1993; Oldham, 2006; Cristea, Centili ve Cotet, 2017).
Borderline Kişilik Bozukluğu hastaları genellikle depresyon, anksiyete ve madde kullanımı ile eş tanı alırlar. Duygu durum bozuklukları yaşam boyu hastaların %96’sında görülerek ilk sıraya yerleşir: depresyon oranı %71-%83 arasındadır. Anksiyete bozuklukları %88 ile depresyonu takip eder: %34-%48 oranında panik bozukluk ve %47-%56 oranında PTSB görülür. Alkol ve madde bağımlılığı %50-%65 arası, yeme bozuklukları ise %7-%26 arasında rapor edilmiştir (Zanarini, Frankenburg, Dubo, Sickel, Trikha, Levin ve Reynolds, 1998).
Dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu (DEHB) olan çocuklarda ileride birçok psikiyatrik problemin yanısıra BKB geliştiği de görülmüştür (Sevinç, Sengül, Çakaloz ve Herken, 2010). Philipsen ve arkadaşlarının yaptığı çalışmada şiddetli BKB semptomları olan hastaların öykülerinde büyük oranda çocukluk DEHB bulunduğunu göstermişlerdir. DEHB olan çocukların maruz kaldığı duygusal yoksunluk ve istismarın şiddeti BKB’nin gelişiminde belirleyicidir (Philipsen, Limberger, Lieb, Feige, Kleindienst, Ebner-Priemer, Barth, Schmahl ve Bohus, 2008).
Borderline Kişilik Bozukluğu olan kişilerde, patlayıcı-dürtüsel bir saldırganlık gözlemlenmektedir (Barros ve Serafim, 2008). Bu saldırganlığın sonucunda kendini yaralama, aile içi şiddet, intihar, başkalarına veya mala zarar verme gibi suç davranışları ortaya çıkmaktadır. Borderline Kişilik Bozukluğu olan bireyler duygu düzenlemede zorluk, şiddete yönelik ve dürtüsel davranış, terk edilmeyi önlemek adına yoğun çabalar gösterirler.
Sınırda Kişilik Bozukluğu tedavisinde EMDR, diyalöktik davranış terapisi, transferans odaklı psikoterapi, şema terapi, kognitif analitik terapi tercih edilebilir (Kutlu, 2018). Bu terapi ekollerine Ventus Eğitim Danışmanlık’ta sıklıkla başvurulmaktadır.
KAYNAKÇA
• American Psychiatric Association (2013). Diagnostic and statistical manual disorders. Washington, DC: Author.
• Kutlu, M. A. (2018). Borderline kişilik bozukluğu: Bir gözden geçirme. Medeniyet Araştırmaları Dergisi, 3(5), 11-20.
• Oldham JM. (2006). Borderline personality disorder and suicidality. Am J Psychiatry, 163(1), 20-26.
• Oruçluluar, Y. (2016). Sınırda kişilik bozukluğunun nedeni ve sonucu olarak kişiler arası travma: Gözden geçirmeye dayalı bir model önerisi. Türk Psikoloji Yazıları, 19(37), 76-88.
• Sevinç, E., Sengül, C., Çakaloz, B., Herken, H. (2010). Psikiyatri polikliniğinde erişkin dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu tanısı konan hastalarda estani. Nöropsikiyatri Arşivi, 47(2), 139-143.
• Stone, M. H. (1993). Abnormalities of personality: Within and beyond the realm of treatment. New York: W W Norton & Co.